Artan dünya nüfusunun beslenme ihtiyaçlarını karşılayabilmek için sürdürülebilir ve besleyici alternatif gıda kaynaklarına ihtiyaç duyulmaktadır. Diğer yandan son yıllarda bazı tüketicilerin sağlık, etik ve çevresel faktörler sebebiyle inek sütü gibi bazı hayvansal ürünlerin tüketimini tercih etmemesi de yine bu ihtiyacı destekleyici niteliktedir.Bu nedenle, özellikle son 20 yıldır, genellikle baklagiller, tahıllar veya sert kabuklu yemişlerden elde edilen, “bitkisel süt” olarak bilinen ancak süt ürünü olmayan, bitkisel esaslı süt alternatiflerinin tüketimi önemli ölçüde artış göstermiştir.
Bitkisel Esaslı Süt Alternatif Türleri
Baklagiller (soya fasulyesi, yer fıstığı, bezelye, nohut, acı bakla vd.), sert kabuklu yemişler (badem, hindistan cevizi, yer bademi, fındık, kaju, ceviz, fıstık vd.), tahıllar (yulaf, pirinç, mısır, darı vd.) ile yalancı tahıllar (kinoa, teff, amarant) ve yağlı tohumlar (susam, kenevir, ayçiçeği, keten tohumu, haşhaş vd.)
Bitkisel süt alternatiflerinin tüketim nedenleri; sağlık ile ilgili sorunlar ve/veya endişeler, farklı beslenme tercihleri, çevresel faktörler ve sürdürülebilirlik ile ilişkisi olmak üzere 3 ana başlık altında incelenmiştir. Bu ana başlıkları; inek sütü alerjisi, laktoz intoleransı ve Hiperkolesterolemi şeklinde sıralayabiliriz.
Fakat bu alternatiflerin en büyük dezavantajı ise inek sütü ile karşılaştırıldığında daha düşük protein içeriğine sahip olmasıdır. Özellikle protein kalitesi inek sütü proteinlerine kıyasla daha düşüktür. Öte yandan vitamin ve mineral biyoyararlılığı da daha düşük olduğu yapılan çalışmalarda belirtilmektedir. Bu sebeple, inek sütünün diyette bu alternatiflerle ikame edilmesi başta çocuklarda olmak üzere yetersiz beslenme ile ilişkilendirilebileceğinden, tüketici bilinci bu noktada oldukça önemlidir.
Süt ve süt ürünleri tarımda en fazla sera gazı üreten gıdalar arasında yer almaktadır. Konu hakkında yapılan çalışmalarda inek sütünün, litre bazında tüm bitkisel esaslı süt alternatiflerinden daha yüksek sera gazı emisyonları, ötrofikasyon, arazi ve su kullanımına sahip olduğu yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır. Diğer bir taraftan inek sütünden sonra en yüksek sera gazı emisyonları ve ötrofikasyon; pirinç bazlı süt alternatifi, en yüksek arazi ve su kullanımı ise sırasıyla yulaf ve badem bazlı süt alternatifleri üretiminde kaydedildiği belirtilmiştir. Bu nedenle, bitkisel süt alternatiflerinin önemli çevresel faydaları olduğu, ancak ilgili faydaların kapsamının bitkisel süt alternatifinin türüne bağlı olarak değişkenlik gösterdiğini vurgulamak gerekir.